Öğretmenliğe adanan 44 onurlu yıl

29.04.2024 - Pazartesi 19:13

Değerli okurlarım,
65 yaş ve üstü siyasetçiler ülkelerini yönetmek için yarışıyor.
Alanlarında “Başarı Hikayesi” yazan iş insanları gençlere “rol model” oluyor.
Toplumun saygı duyduğu, takip ettiği birikimli, deneyimli isimler ilerleyen yaşlarına rağmen örnek alınıyor, saygı gösteriliyor.
Ama kara tahta başına geçerek “Eğitim Öğretim Seferberliği” başlatan Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda yürüyen öğretmenler nedense bazı çevrelerce sevilmiyor.
“Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir; ben milletimin öğretmeniyim” diyen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk gibi kara tahta başında daha çok kalmak, daha çok çocuğa dokunmak isteyen öğretmenlere, “Birikimlerini evde torunlarına anlat” denerek meslekten koparılıyor.
Aristoteles’in “İyi öğretmenler bizi biz yapmada önemli bir rol oynarlar ve başka hiç kimsenin yapamayacağı bir şey yaparlar” dediği sıra dışı gözlem ve değerlendirme yeteneğine sahip öğretmenlere sahip çıkılmıyor.
Öğrencileriyle kurduğu iletişim sayesinde onların potansiyellerini ortaya çıkarabilmek için azimle çalışan ve çaba gösteren öğretmenlere “65 Yaş Kartı” gösterilerek eğitim sahası dışına atılıyor.
Öğrencilerine sevgi ve hoşgörü ile yaklaşan, özgür ve sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmek için özveriyle çalışan öğretmenlere, “Devlette yasak ama özel okulda çalışabilirsin” deniyor.
Dün Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Eğitim Enstitüleri, Yüksek Öğretmen Okullarının kapatılmasına seyirci kalanlar bugün eğitimin kalitesini yükseltmek, başarı çıtasını yukarılara çıkarmak için hayalleri olan öğretmenlere “65 yaş” gerekçesiyle fırsat verilmiyor.
“65 Yaş Engeline” takılan öğretmenlerden biri de eğitimciliğini, öğretmenliğini, yöneticiliğini takdir ettiğim sevgili Ali Paşa Naipoğlu.
ONURLU GEÇEN 44 YILDeğerli okurlarım,
“Devlet Gazetecisi ve Kamu Gözcüsü” olarak zaman zaman yasaların izin verdiği ölçüde eleştiri hakkımı kullanıyorum.
Çoğulculuk ve hoşgörü gereği siyasiler başta olmak üzere yanlışları yazıyorum.
“Başarıyı ödüllendirmek başarı kadar önemlidir” diyerek alanlarında öne çıkan siyasetçi, bürokrat ve eğitimcileri sahipleniyor, köşemde ağırlıyorum.
Bugün yaklaşık çeyrek asır önce tanıdığım, eğitimciliğini takdir ettiğim, yöneticilikteki performansını paylaştığım İzmit Özcan Kan Fen Lisesi Müdürü Ali Paşa Naipoğlu.
Sevgili Ali Paşa 4 Mayıs Cuma günü öğrencileri ve öğretmen arkadaşlarına son kez hitap edecek, İstiklal Marşını söyleyerek veda edecek.
Geliniz 65 yaş gerekçesiyle çok sevdiği öğrencilerinden koparılan Ali Paşa Naipoğlu ile zaman tünelinde kısa bir yolculuğa çıkalım;
Bir: İlk ve orta öğrenimini memleketi Trabzon’da tamamladı, Eskişehir Yunus Emre Eğitim Fakültesi Matematik Bölümünden mezun oldu.
İki: 1980 yılında Kahramanmaraş Gazi Ortaokulu, 1985 yılında Kocaeli Çayırova İlköğretmen Okuluna matematik öğretmeni olarak atandı.
Üç: İzmit Mimar Sinan Lisesinde 11 yıl öğretmen ve müdür yardımcısı olarak çalıştıktan sonra kuruculuğunu ve 18 yıl müdürlüğünü yaptığı Atılım Anadolu Lisesi’nde çalıştı.
Dört: Rotasyon nedeniyle Kartepe Sağlık Meslek  Anadolu Lisesi, Suadiye Barbaros ilköğretim okulu, Gazi Anadolu Lisesi, Körfez Tüpraş 50. Yıl Anadolu Lisesinde müdür olarak görevlendirildi.
Beş: Dokuz yıldır İzmit Şehit Özcan Kan Fen Lisesi’nden 5 Mayıs 2024 itibariyle emekli olacak.
HOŞ BİR SEDA BIRAKTIDeğerli okurlarım,
Milli eğitimde 44 yıl onurla ve gururla görev yaparken 22 bakan, 14 milli eğitim il müdürü, sayısız yönetmelik ve müfredat değişti ama sevgili Ali Paşa Naipoğlu hiç değişmedi.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kapatılan Öğretmen Okullarının yeniden açılması için mücadeleye devam edecek.
Yaş haddinden emekli olurken yalnız okulunda değil öğrencileri, arkadaşları ve tüm eğitimcilerin kalbinde de” hoş bir seda” bıraktı.
Tesadüf olacak ki 7 yıl önce bugünlerde (6 Mayıs 2017) Şehit Özcan Kan Fen Lisesini ziyaret etmiş öğrencilerle salonda, öğretmenlerle öğretmenler odasında sohbet etmiştim.
Ali Paşa Naipoğlu’nun hedeflerine ulaşmak için 7/24 özveriyle çalıştığına, yüksek özgüvenine, tatlı sert yöneticiliğine o gün okulunda canlı tanık olmuş takdir ederek kutlamıştım.
7 yıl önce çektirdiğimiz toplu fotoğrafla bugün çekilen toplu fotoğrafı karşılaştırdığımda birkaç öğretmen değişikliği dışında giyim, tavır ve güler yüzlerde en küçük değişiklik göremedim.
Bu da Ali Paşa Naipoğlu Öğretmenimin Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde yürürken hiç taviz vermediğini gösteriyor.
Pazartesi gününden sonra Ali Paşa okulunda olmayacak.
Her eğitimciye Ali Paşa Naipoğlu gibi 44 yıl onurlu hizmet etmek, çalıştığı kurumdan hoş bir seda bırakarak ayrılmak, öğrencileri tarafından sevilmek, amirleri tarafından takdir edilmek nasip olmaz.
Para da pulda gözü olmayan, özel okullardan gelen teklifleri elinin tersiyle geri çeviren sevgili Ali Paşa’ya bundan sonraki döneminde sağlık diliyorum.
Emekli de olsa birikimlerini, deneyimlerini genç öğretmenlerle paylaşmaya, öğretmen okullarının yeniden açılması için elinden geldiğince çalışmalara devam edeceğine inanıyorum.

YORUM YAZ